SİLİKOZİS

                                                        *  SİLİKOZİS
                                   ( kot kumlama,çaresizlik  ve ölüm)
           Silikozis, silika (SiO2) adı verilen maddenin uzun süre solunması sonucu gelişen kronik bir pneumoconiosis (pnömokonyoz) tablosudur. Maden işçileri arasında bir dönem Dul Bırakan Hastalığı olarak anılmıştır.Bir işçinin kot taşlama işinde altı ay çalışması bu hastalığa yakalanması için yeterli bir süre olup nefes darlığı (dyspnea), yorgunluk gibi belirtilerle ortaya çıkar.Ne yazık ki toza maruz kalma ortadan kalksa bile hastalığın ilerlemesinin önüne geçilemez.
                                                  *******
       Tozlara yoğun bir biçimde hedef olan işçilerde hastalığın ortaya çıkması için 10 yıl yetmektedir. Hastalık uzun süre belirti vermeksizin sinsice ilerler. Akciğer dokusundaki değişiklikler zamanla amfizem, bronşektazi, kronik bronşit veya kor pulmonale tablolarına neden olabilir ve hastada bunlarla ilgili belirtiler ortaya çıkmaya başlar. Nefes darlığı, hızlı solunum, öksürük, halsizlik, göğüs ağrısı, ses kısıklığı, morarma, kan öksürme gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
                                                ********
    Tıp kitaplarından fırlamış ya da bir tıp öğrencisinin not kağıdından alıntı yapılmış gibi duran bu kısım hastalığın tanımı ama aslında bu hastalığı tanımlamak için kalın kitaplarımıza kocaman gözlükleri ardından anlam veremediğimiz tanımlar yapan ve sadece kendi aralarında anlaşabilen doktor amcalara ihtiyacımız yok. Hastalığı tanımak için , bu hastalığı çiğerlerinde taşıyanları fark etmek için sokağa çıkamamız o görkemli binaların içinde salınan güzel kızlara yakışıklı erkeklere ve kasada onları bekleyen tüccarlara bir göz atmamız gerekli.
    Nüfüsumuzun büyük bir bölümünün gençler tarafından oluştuğu zaten ezber ettirildi hepimize bunu biliyoruz ama bilmediğimiz bazı şeyler var . Herkesin ,kapı komşusunun ,terzinin, servis şöförünün, bakanın bakmayanın hatta kocaman siyaset adamlarının bile sadece eleştirdiği çoğu zaman düşünmeyi elemeyi seçmeyi unuttuğu bir dünyada onların yerine gelecek olanlar; konuşması düşünmesi, sorgulaması gereken gençler olarak bizler de onlara benzemek üzereyiz. Sanki biri elinde kostaklı saat bize ''saati takip et'' diyor ve başlıyor konuşmaya '' tüket , daha iyi gözük , en güzeli ol , bedenin göreni şaşkına cevirsin , en pahalısına sahip ol , boşver okuma düşünme .....'  bunun farkında olmayan gençler duyduğunu gördüğünü yediğini giydiğini sorgulamaz oluyor. Sahip olmak için delirdiği o kotun üstündeki elli santimlik beyazlık onun kendini iyi hissetmesine neden olurken bir babanın nefesini kesiyor . O kadar keskin ki ağartıkları kotlar onların kefeni oluyor ve bundan kurtuluşları yok .
   Çoğu taşından toprağından altın umarak yollara düşüyor genç yaşlarında ne olsa yaparız emmi ile başlayan cümleleri  merdiven altı işletmelerinde son buluyor onlar habersiz hava püskürtürken önlerindeki kumaşa aynı tazyikle ömürleri akıyor ellerinden.
   2006 da başlayan bir arkadaşımız geçen yıl öldü ben 2007 de başladım demekki sıra bende diyecek kadar kesin bir olgu ölüm o işciler için . şimdi yasal mücadeleleri için savaşıyorlar yavaş yavaş da olsa birkaç adım atabildiler geçtiğimiz günlerde sesleri daha da çok çıkabilsin diye birçok sanatcının katıldığı bir konser daha doğrusu ikincisi düzenlendi sesiyle kalemiyle şarkısıyla dansıyla birçok insan el ele verip '' SESİMİZ NEFESİNİZ '' dedi.
   Bu insanlar moda denen tuhaf ve büyük bir girdabın içinde ölümle tanıştılar ve eminim hiç kimse benim şıklığım insan ömrüne bedel demez ; ama giydiğimiz kotun nasıl bize ulaştığını bilmememiz ne şartlarda üretildiğini sormamamız sorgulamadan bize dayatılanı moda teknoloji yenilik .. ve adı herneyse  kabul etmemiz suça ortaklık etmek değil mi ?  
   Elbette  büyük ticari kazançalar umularak insan hayatının hiçe sayılması ilk değil ve belki de son olmayacak. Yasaklamalar cezalar yavaş yavaş ilerleyen bir düzenle savaş devam ederken bizlerde sessiz kalarak tepkisizce izleyerek suça ortak olmuş sayılmaz mıyız ?
    Biz ne yediğimizi ne giydiğimizi neden satın aldığımızı neden para verdiğimizi sorgulamaya HAYATI  sorgulamaya başlamassak güzel ve güneşli günler göremeyeceğiz.
      Silikozis literatürde nasıl açıklanırsa açıklansın gerçek bir karşılığı var ÖLÜM . Gideni döndürümeyiz ama neden gittiğini düşünürsek belki de geride kalanları korumayı başarabiliriz ne dersiniz ?
                                                                                                     Saygılarımla  
 
* (27.01.2011 de tarafımdan yazılmıştır)

Yorumlar

Popüler Yayınlar