KIZILDERİLİ USULU PİLAV
Aslına bakarsanız uyuyan bir şehrin sokaklarında yürümekten hoşlanmazdı.Kapalı kepenkler , soğuk ve sessiz binalar içini sıkardı. - Yalnız kalmak duygusu muydu acaba bu ;tedirginlik miydi ? - Yaşamayan , nefes almayan sokaklarda ,önüne su dökülüp süpürülen dükkanları olmayan bir şehirde yaşıyormuş hissi bunaltırdı onu. Ama o sabah sessizce adımlarken uykulu sokağı içinde rüzgar vardı serin ve ferah bir rüzgar ; üşümüyordu aksine yazın insanı bunaltan sıcağında nasıl iyi gelirse yumuşak rüzgar , o kadar yumuşatıyordu onu içindeki rüzgar da.
Deniz mi dolmuştu içine ?
Denizi severdi ; rengini ,kokusunu, martısını, tadını, yazını ...
O sabah da denizi ona eşlik ediyordu; bir çeşit flörttü aralarındaki. Birine anlatsa onu delilikle suçlarlardı bundan emindi ama o dalgaların edalı hareketlerini görüyordu,nazlı nazlı onu tavlamaya çalışıyorlardı. Bir de vapur iskeleden ayrılmaya başlayınca martıları da kandırdılar bütün martılar ve köpüren dalgalar onu tavlamanın peşindeydiler.Çayını almış , efkarına günaydınını çaktı, -Simiti merak ettiyseniz pek tabi onu da unutmadı.- Kendinden emin adımlarla vapurun güvertesine çıktı denize en yakın yere oturdu. Martılar ah martılar çok sürmedi onu etkisi altına almaları, simide ortak olmaları . Kalktı kafasını denize doğru eğdi kabaran köpükleri gördü , zaten tüm edası ile gözlerini kamaştırmıştı deniz. Acaba dedi acaba bu bembeyaz köpüklerin içine dalsam nefesimi tutsam atlasam mükemmele ulaşır mıyım ? Mavi, pembe, yeşil ve beyaz olan harikalar diyarına.Tüm bunları düşünürken bir martının gizli işaretini işitti belki de ıslıktı ; ne demek istediğini anlamaya çalışırken bir de ne görsün o kocaman oyuncu ekip birden diğer vapurdaki simide yöneldi. Dudağına tebessüme benzer bir ifade yerleşti son simit parçasını attı en sağdık olanına. Simidi atarken ağzını açık unuttuğundan mıdır bilinmez ağzından uçup gidiverdi adı. Önce havada salındı tam denizle buluşacaktı ki atik bir hamle ile o sadık martı kapıverdi adını .
Adını aldı gagasına ve uçtu.Uçtu,Uçtu;Uçtu...
E ne olacaktı şimdi adı ona lazımdı . Bazen büyük kararları çok kısa zamanda alırız ya o da öyle yaptı giden adının ardından '' buldum artık Kızılderili olacağım ,bıkmıştım zaten o sıkıcı addan ve soluk benizimden. Evet evet şimdi yeni adım ''adını martı kapan deniz adam'' oldu dedi .
Sonra mı ? Sonrasını ben de bilmiyorum
'' acilen Kızılderili dilini konuşmalıyım ve pilavı Kızılderili usulu yapmayı öğrenmeliyim'' dedi ve atladığı gibi vapurdan; gözden kayboldu . Ben Kızılderili usulu pilav var mı yahu sorusuyla ve hızlı adımlarla arkasından gittim , gittim ama bulamadım ki ? Görürseniz sorar mısınız öğrendiyse tarifi bana da versin arkadaşlarıma pişirmek istiyorum.
Deniz mi dolmuştu içine ?
Denizi severdi ; rengini ,kokusunu, martısını, tadını, yazını ...
O sabah da denizi ona eşlik ediyordu; bir çeşit flörttü aralarındaki. Birine anlatsa onu delilikle suçlarlardı bundan emindi ama o dalgaların edalı hareketlerini görüyordu,nazlı nazlı onu tavlamaya çalışıyorlardı. Bir de vapur iskeleden ayrılmaya başlayınca martıları da kandırdılar bütün martılar ve köpüren dalgalar onu tavlamanın peşindeydiler.Çayını almış , efkarına günaydınını çaktı, -Simiti merak ettiyseniz pek tabi onu da unutmadı.- Kendinden emin adımlarla vapurun güvertesine çıktı denize en yakın yere oturdu. Martılar ah martılar çok sürmedi onu etkisi altına almaları, simide ortak olmaları . Kalktı kafasını denize doğru eğdi kabaran köpükleri gördü , zaten tüm edası ile gözlerini kamaştırmıştı deniz. Acaba dedi acaba bu bembeyaz köpüklerin içine dalsam nefesimi tutsam atlasam mükemmele ulaşır mıyım ? Mavi, pembe, yeşil ve beyaz olan harikalar diyarına.Tüm bunları düşünürken bir martının gizli işaretini işitti belki de ıslıktı ; ne demek istediğini anlamaya çalışırken bir de ne görsün o kocaman oyuncu ekip birden diğer vapurdaki simide yöneldi. Dudağına tebessüme benzer bir ifade yerleşti son simit parçasını attı en sağdık olanına. Simidi atarken ağzını açık unuttuğundan mıdır bilinmez ağzından uçup gidiverdi adı. Önce havada salındı tam denizle buluşacaktı ki atik bir hamle ile o sadık martı kapıverdi adını .
Adını aldı gagasına ve uçtu.Uçtu,Uçtu;Uçtu...
E ne olacaktı şimdi adı ona lazımdı . Bazen büyük kararları çok kısa zamanda alırız ya o da öyle yaptı giden adının ardından '' buldum artık Kızılderili olacağım ,bıkmıştım zaten o sıkıcı addan ve soluk benizimden. Evet evet şimdi yeni adım ''adını martı kapan deniz adam'' oldu dedi .
Sonra mı ? Sonrasını ben de bilmiyorum
'' acilen Kızılderili dilini konuşmalıyım ve pilavı Kızılderili usulu yapmayı öğrenmeliyim'' dedi ve atladığı gibi vapurdan; gözden kayboldu . Ben Kızılderili usulu pilav var mı yahu sorusuyla ve hızlı adımlarla arkasından gittim , gittim ama bulamadım ki ? Görürseniz sorar mısınız öğrendiyse tarifi bana da versin arkadaşlarıma pişirmek istiyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder