HATA ÖZGÜRLÜĞÜ

 Köklerimiz ...
Onlara muhtaç mıyız? 
Yoksa onlar olmadan da yaşanabilir mi ?      
   
    Ağaç kökleri …
    Hani çok ama çok yaşlı ağaçların kökleri; toprağın içine süzülmekle yetinmeyen, o toprağı  iyice sarıp sarmalayan. 
  Onlara bakınca bir saygı uyanır insanda. Hiç tanımadığın 90’lık bir ninenin kırışık elleri ve belirginleşmiş mavi ve mor damarlarının uyandırdığı hisse benzer bir hürmet.

   İnsanlar ağaçlardan farklı malum. Ağaçlar yerlerinden kalkıp gitmek istemezler, Dalyan’daki bir ağaç Enez’deki toprağı merak etmez yani etmiyordur muhtemelen.
 Oysa insanın oğlu/kızı olan insan gitmek ister. Başka toprakları, iklimleri, mevsimleri merak eder. Ağacı güçlü kılan sımsıkı kökler insanı sabit kılabilir. Bir gün gidebilmek için köklerini kesmek zorunda kalmış bir fidan hiçbir yere ait olmaz ,olamaz.      

  Dönecek bir yeri olmayan bir yere ait olamayan ruh da beden de umut ve hayal de kaybolur,gider.
 İşte aslında önemlidir ; ait olabildiğin , köklerin varsaydığın bir yere, bir eve,ülkeye,aileye,semte ve ya geçmişe sahip olmak. İnsana hata yapabilecek özgürlüğü sunar. 
Öğrenmek için gidebildiğin,dinlenmek için geri dönebileceğin bir hayat en büyük hediyedir bir fidana ; gerçek bir ağaç olup kök salana dek.


 

Yorumlar

Popüler Yayınlar