YADİGAR

 Birine kalbini  açmak hem güzel hem de çok tehlikeli bir oyun belki de bir kumar, rus ruleti yada , her an beynine saplanabilecek bir kurşun. 
   Öyle birsey ki, derin bir uçurum kenarini birlikte tırmanırsın değerlinle ve o yolda  basina birsey gelmesin diye korumaya çalışırsın onu her tehlikeden. 
 İlk adimları önce  sen atarsın bastiği yerin sağlamlığını tespit etmek için. 
Yaparsın bunu; çünkü o çok değerlidir. 
Yolda onu itebileceklerin farkına varıp o tehlikelerin tümünü silip süpürmek  istersin,  o zarar görmemeli dersin madem farkında değil karşısındaki tehlikenin onu ona rağmen korumalıyım diye düşünür ve hiç düşünmeden savaş ilan edersin potansiyel tehlikelerle  ve en nihayetinde birlikte yürüdüğün uçurumun zirvesine  ulaştığında o uçurumun kenarından en sevdiğin tarafindan itilirsin  ve o kadar derindir ki düştüğün yer ,yaptıklarını düşünme fırsatın olur.
Bir bir çıkarlar yerlerinden ve hiç çıkarsız yaptığın herşey daha bir ağırlaştırır yüreğini . 
Yukarıda o diğerleriyle devam ederken hayata öyle bir çakılırsın ki kurtulabilsen bile kalbin felç olur. 
 Ve artik değil uçurum kenarında güvenle yürümek iki basamaklı merdivenlere tırmanmaya bile korkar olursun.
  İşte buna benzerdir her kaybediş macerası ve hep en sevdiklerimizin eli,dili,ihaneti,terkedişidir bizi iten uçurumdan aşağıya. geriye ise felç olmuş bir kalp kalır yadigar  .  
   Peki hala inanır mı değer verir mi aynı hatayı bir daha yapar mı  insan ?
    Kim bilir ? 

Yorumlar

Popüler Yayınlar