ÖPÜN DE BARIŞIN HADİ

 '' Hadi birbirinizi öpün de barışın'' derdi annelerimiz küçükken biriyle kavga ettiğimizde anımsıyorsunuz değil mi? Her neyse kızdığımız şey o kadarcıktı işte küskünlüğün süresi. arkadaşlarıyla küser mi insan hiç diye başlayan eğitici konuşmaları dinlemeden devam ederdik oyuna.
                                                              ******
  Peki  neden büyüdükçe daha bir keskinleşti kavgalar küslükler neden küçükken öpüşüp barışan çocuklar büyük adamlar olunca daha bir sevdiler kavgayı. Neden seslerin yükselmesi güç gibi görülmeye başlandı.
    Ne zamandır doğru düşünen doğru davranan değil en çok bağıran galip gelir oldu. Ne zamandır kimse kimseyle birşeyler paylaşmaya tahammül edemez oldu.  Hani sevgi üzerine söylenmişti en cesur sözler şiirler yazmıştı şairler sevgi üstüne mutluluğu anlatma çabasında değilmiydi ressamın sahip olduğu renkler?
                                                             *******
Sevmeyi hafife alır oldu sevginin yoğunluğunu taşıyamayan insanoğlu ,sevginin içini boşalttı ve onu cinselliğinin üstüne örttü,hırslarının üstüne örttü. Bir tarafta sevilmek isteyenlerin inanmaya hazır gözleri bir taraftan ''büyük adam'' olmuşlar.
    Sevmenin can dostu paylaşımdan bahsetmeye gerek yok zaten büyük olmak için paylaşmamak gerktiğini düşünüyorlar çoktandır.
      Acıyı, ezgiyi , gökyüzünü , denizi , hayatı , sanatı, yaşamı , ve ölümü ... paylaşmak . Böyle  safsatalar küçüklerin  işi ne de olsa onlarda akıl olsaydı paylaşmaktan, sevmekten, hayattan,güneşten, sanattan bahsedene kadar kendi yollarını bulmaya çalışırlardı. Ay bu küçük kalmışlar ne de aptallar değil mi çocuk gibi hala güzelden ,oyundan ,buluttan ,yağmurdan bahsediyorlar. Sanat hırslarına giden yolda basamak olursa dön bir bak yok bağımsızsa senin hırslarından varlığından haberdar olmaya bile değmez diye düşünüyor kocaman ! Olabilmişler .siz hala durun durduğunuz yerde sevgi diye, doğru diye , daha iyi olsun hayat diye boş boş konuşun !
                                                          *******
     insanoğlu  ne tuhaf ne anlaşılmaz yaşamı boyunca geçtiği evrelerden nasılda dönüşerek değişerek çıkıyor. Yıllar nasıl da başkalaştırıyor kimimizi. Herkesin doğrusunu aradığı bu düzende büyük adam olmak veya kendin olmaya çalışarak  doğruyu arayarak deneyerek yanılarak ama uğraşarak karışmak dünyaya. Hangisi olmalı ,hangisi doğru, hangini yaşayan daha başarılı?  Bu soruların cevabı herkesin kendi içinde ....
   Bu arada aklıma bir söz geldi neydi o '' padişah oldun ama ADAM olamadın mı '' denirdi bazılarına :))

Yorumlar

Popüler Yayınlar