İç Ses - 6

   Hayatın içinden geçtiğinizi hissettiğiniz oldu mu ?
    O an ama o an elinizi kolunuzu ruhunuzu hayata çarpa çarpa yürüdüğünüzü hissettiğiniz oldu mu ?

   Çoğu zaman hayat üzerimize yağar farkına varamayız, nereye neden gidiyoruz nerelerden ve kimlerden giderek yol alıyoruz.. .
   Yaşarken farkına varmadığımız birçok şey bir anıya dönüştüğü an fark edilir ve değerli olmaya başlıyor.  Dokunurken fark edilmeyen her şey geçmiş oluyor hızla.
    Yaşarken ses çıkarmadığın haksızlıkların hepsi tarih olunca , hesap sorulabilecek kimse kalmadığında başlıyorsun haksızlıklara ses çıkarmaya. Hep geçmişle hesaplaşma peşinde ertelenen mahkemelerde sürükleniyor huzur,pişmanlık ...
     Ne çok korkuyoruz yaşamaya, ne çok korkutmuşlar bizi ..
     Yaşamayı öğrenmeyelim diye ne çok dövmüşler ne çok öldürmüşler...
     Yaşamak insanın mutsuzluk ve mutluluk anları arasında gidip gelinen bir macera değil mi ?
    Yaşamayı öğrenmek mutları da mutsuzlukları da kavramak , birbirine denkleyip yol alabilmek değil mi ?
     Mutsuzluk herkesin çok iyi bildiği kapı komşusu .
      Mutluluk ...
      Ne renk ..
      Neye benzer ...
      ....
      Mutluluğu tuttuğumuzda o kadar yabancılık çekiyor ki ruhumuz sanki bu ne idiği belirsiz şeyden biran önce kurtulmak istercesine saçmalıyor.
      Bir aşkın sevincine mesela;  hiçbirimiz alışık değiliz,
      Mutsuzluk karşısında nasıl davranmasını çok iyi bilen dillerimiz, ellerimiz mutlu bir aşkın karşısında ne yapacağını bilemez kalıveriyor belki de bu yüzden hep bir mutsuzluk kazısındayız ruhumuzda. Mutlu olursak hayata dokunursak , ölümü değil bebek kokusunu duyarsak , terk edilen zavallı yaşlı kadınla değil de sevdiği adamla elli yıl yaşayıp üstüne bunu kutlayabilecek kadar hayatı kucaklamış kadınla tanışırsak , çok para kazanabileceği halde doğrularından vazgeçmiş o insanı fark edersek , çiçeklerin adlarını bilir ve onları seversek , damla sakızlı kurabiye yapmasını öğrenirsek ... kazara mutluluğu keşfedersek diye ödümüz kopuyor.

      Kimse kendi doğma kararını alamıyor ama yaşamayı öğrenebiliriz.
      Hayatı bütünüyle kavrayıp mutlu olabilmeye de açabiliriz gönlümüzü.
        Bence öğrenebiliriz ...
       Mutluluğun da en az mutsuzluk kadar olağan olduğunu ...
       Hem belki herkes kendi ruhunun önünü süpürürse günün birinde dünya kurturuverir
            insan soyunun kara mutsuzluğuna yanmaktan.
                         Mutsuzların zalimlikleriyle sınanmaktan ...
   
 

Yorumlar

Popüler Yayınlar