VAZGEÇTİM
Beklemek en zor insan hallerinden biridir. Yani en azından
insan hallerimizi de para hırsı ile yarıştırdığımız kocalarımız, kültür
seviyemiz, beden ölçülerimiz gibi bir televizyon programında yarıştırabilseydik beklemek
hali zirveyi zorlar , ilk üçe girerdi.
Beklemek İnsanda bazen çocukluktan çok tanıdık gelen
bir umutluluk hali yaratır. Hazırlıklar yaparsın gülersin eğlenirsin emin olmak
istersin beklediğinin doğru şey olduğundan o yüzden içindeki şüphenin sesini
hiç duymazsın hele ya gelmezse ya yanlışsa gibi vesveseler asla ve asla
düşünülmez bu cümleler yasaklıdır yakılmıştır toprağa gömülmüştür. Beklemenin
yansıması umut olunca herkes umut etsin etrafa pembe baloncuklar saçsın
kelebekler gibi uçuşsun istersin. Tamam, kabul fazla klişe öyle istemezsin de
en azından yakındaki yörendeki kalbindeki herkes beklemeyi sevsin istersin
neticesi senin ruhunda umut ya umut olsun sevdiğinin kalbine de istersin burası
gerçek.
Ama bazen de o
beklemek öyle bir çöker ki insanın kalbine ruhuna midesine kaşına gözüne…
Beklemekten saç diplerin bile bıkmıştır sanki , her zerrenle yorulursun
yaşamaktan, nefes almaktan, uyumaktan yorulursun. Her şey fazla gelmeye başlar,
insanlar kalabalıklaşır renkler yavaşça azalır rüzgâr hep hasta eder, yağmur
sadece sana yağar ıslanırsın dona dona. Dolanırken kendi içinde, kaybolursun
gününde. Dünün acı verir bitmiştir ve hep en mutludur ve gitmiştir ,dünün
yollarında dolandıkça daha çok batar ruhuna bekliyor oluşun. Gelecekse
olmayacak kadar uzaktır hem olsa da ne
olacaktır ki ; sanat da kar etmez bir kere hayal gitmişse, kalp kapatmışsa
kendini umuda sanat da derman olmaz. O bekleme hali yavaş yavaş vazgeçmeye
doğru sürer atını ve dirhem dirhem eksilirken sen, vazgeçmeye başlarsın…
Vazgeçtiklerin acı verir ki bu da henüz beklemeye devam ettiğindendir acı yaşam
belirtisidir ya tıp dünyasında; işte o acı senin bekleyişinin son bulmadığının işaretidir.
Ağlamalar gelir durup dururken, çizgi filmlere ,çocuklara, gülmelere bakıp
bakıp ağlarsın. Yaşam devam eder ve sen neden kimse düğmeye basmıyor ve ara
vermiyoruz dersin. Bir gün bir sabah kalktığında…
İşte o sabah bu sabah…
Her şey aynı. Benim dışımdaki her şey . İçimde bir yerler değişmiş belli
anlıyorum ama bunu anlatamam aslında anlatmaya da niyetim yok . Böyle olacağını
tahmin edemezdim yani ne bileyim her şey ucuz bir filmdeki ya da romandaki gibi
sirayet ediyor. Daha afillisi olsun isterdim benim ki. Zira hayal kurmayı pek
severdim bir zamanlar. Bir zamanlar dediğim işte üç beş ,on, yüz, bin ay önce falan.
Çok geçmedi aslında ya da belki de çok geçti de ben zaman kavramımı yitirdim. Ya aslında yurtlarda falan
büyüseydim afilli başlıklar atılırdı gazetelere ama değilim ki .Doğma büyüme
kocamustaaaapaşalıyım neyse artık . Uzun zamandır olmadığım kadar neşeliyim fark etmişsinizdir neyse
dağılmayalım konumuza geri dönelim. Ben bekledim beklemenin her hali ile
bekledim umutla, hırsla, aşkla yorularak zaman sayarak, fallar bakarak, şiirler
okuyarak ,yağmurlarla , yorarak yorularak her halini yaşadım; şimdi sıra son halinde
yani uzun zamandır son demlerindeyim beklemenin
. Ve artık vazgeçme zamanı hatta anıdır. Aslında severdim ben buraları
erikleri mesela nisanları eylülleri kalabalığı tatlıları pastaneleri çay
ocaklarını , dostlarım da var sevdiğim insanlar herhalde onlar da sevmişlerdir
beni ama hayat alışırlar hem zaten; neyse … Dediğim gibi sevgili ya da sayın
-artık kim okuyorsa bu satırlarını kendine en uygun hitabı alsın içinden - kişi artık vazgeçme gitme zamanıdır . Neden
dersen kalmakla gitmek arasında bir fark yokmuş madem; bir de gitmeyi deneyelim
. Yeniden başlar mıyım bilmiyorum ki zaten başlamanın da çok önemi yok dedim ya
vazgeçiyorum artık gidiyorum. Büyük trajediler bırakmayacağım arkamda üzgünüm
ama tabi kendine üç beş günlük bir macera arayanlar ilgilensinler bir şeyler
bulurlar belki ama çocukluğuma inmekle zaman kaybetmeyin derim çünkü çocukluğum
fena değildi, ama tabi siz bilirsiniz. Sabahları televizyona çıkan itici
dedektif kılıklı hanım sen uzak dur ama, neden dersen seni sevmem ben.
Dostlarım üzülmeyin boşluklar dolar ne demiş şair; zamanla her şey geçer … Artık beklemiyorum hiçbir şey ne kendimden ne
hayattan ne de erik ağacından erik verse de olur vermese de dedim ya gidiyorum
nereye diye sorma bilmiyorum.
Benden sonra
kalanlardan vazgeçtim dünümü de bıraktım yanıma hiçbir şey almıyorum birkaç
dizeden başka. Güzel bir adam
‘’Ne zaman hürlüğün barışın sevginin aşkına
Bir cıgara atmışsak denize
Sabaha kadar yandı durdu ‘’ diye
yazmış ya, ben tüm bedenimi ve ruhumu atıyorum aynı denize sabaha kadar yanar
durur muyum bilinmez ama
Ölüler üzülmez ve de geri dönmez …
YOLCU
Yorumlar
Yorum Gönder