İç Ses - 38

    Bir hikayenin bittiği yerden yeni bir hikaye başlayacak sanmıştım sanırım. Ama bir hikayenin bittiği yerde yeni bir ben başladı. Oturduğum sandalyeden baktığımda karşı binanın haraket eden asansörünü takip ettiğimi hatırlıyorum. Tüm dünyayı içine alacak, yeni bir normal yaratacak bu anormalliğe hazırlandığımızı bilmeden haftalarca oturdum o sandalyede. O cam kaplamalı binanın asansör gören odasında hayati bir başlangıç yaptığımı ve kişisel yeni normalimi tasarladığımı bilmiyordum pek tabii. O oda sıkı sıkı elinden tuttuğum, geçmemiş geçmişe sarıldığımı zannederken aslında bir vedalaşmanın başladığı yermiş. Asıl meselenin, elini sıkı sıkı tutup bırakmadığımın ben olduğunu anlamam için biraz zaman geçmesi gerekti. Aslında kendimi korumak için, günümü kurtarmak için, geleceğimi parlatmak, hayatta kalmak için tutunduklarımla karşılaşmam devamında da bazılarıyla kavilleşip yolları ayırmam gerekiyormuş. Dokundukça ve tanıştıkça şaşırıyorum. Şaşırdıkça tanışıyorum. İçimi ikiye bölen şeyin bir koordinasyonsuzluk olduğunu keşfediyorum. Olması gerekenlere kafa patlatıp rotalar, çözümler üretirken kalbimin elini bırakmışım galiba. Kalp atışlarım değişiyor şimdi. Kalbimi ıskalarken geliştirdiğim reflekslerim yetişkinliğimin güçlü yanları olmuş. Gücünün farkında olmak da önemli bir adım pek tabii. Şimdi dalgalı havam. İç sesim bazen şıkır şıkır bazen yorgun. Evimde havadisler, değişimler ve bir kedi yavrusu var. Ufacık bedenine rağmen inatçı, kendini oluşturmak için müdanasız bir kedi yavrusunu kurallardan ve köşelerden azade bir şekilde sevmek, öngörülemezliği kabul etmek demekmiş. Kalbin de öngörülemez sorunlar karşısında kendine göre bir çözümü varmış. Ve ilk oluşan organlardan biriymiş kalp ve enginarın bile kalbi varmış. Ve bazen bir enginar kalbi çok uzak bir yerden yola çıkıp kalbini heyecanla doldurabilirmiş. Ve kalp zihnin planlamalarından, kurallarından yakasını sıyırdığında şekillerden uzak, bağlar ve bağlantılardan bağımsız; sıfatlardan ve rollerden arınmış bir sevme biçimini keşfedebiliyormuş. 
    İnsanın kendini kesip biçmesi ne uzun yolmuş.
Bir kere niyet ettin mi inatçı bir kedi yavrusu, bir enginar kalbi, heyecanı değişen bir kalbin ritmi falan hepsi vesileymiş.


Yorumlar

Popüler Yayınlar