İç Ses - 36
Ne kadar uzun zamandır fikirlerimi, hislerimi, hayallerimi, günlerimi kaydediyorum bilmiyorum.
Hayatta inandığım sıkı sıkıya tutunduğum hislerin karşılığını bulmak belki de benim yaş alış biçimim.
Bu sene, hiç aklıma gelmeyecek yılgınlıkları ile hatırlayacağım bir sene oldu. İç sesim beni çok yordu. Kendimden uzaklaştım. Kendimi sevemedikçe hayatımla derdim bitmedi. Çok yordum ruhumu. Nefessiz kaldığımı hissettiğim bir dönemde, başlarda hiç aklımda olmayan, yeniden öğrenci olmak hali, bir şekilde devam ettiğimi hissetmek bana beni yeniden hatırlattı. İnandıklarımla, görüp baktığım, fark ettiğim, bildiğim, öğrenmek istediğim her şeyle yeniden yakınlaştırdı. İçimdeki sakin, bildiğinden emin kadın yeniden kulağıma fısıldamaya başladı. Gördüğüme kızmak yerine, anlamaya ve kabul etmeye çabalayacak bir enerji buldum kendimde çok uzun bir zaman sonra. Yanlış gideni düzeltmeye, çözüm üretmeye olan inancımdan vazgeçmedim tabii ama sorunun parçası olmamaya çalış, çözümü için elinden bir şey gelmediğinde de iç dengeni koru diyebildim kendime. Ortak bir şeyler yapmanın kıymetine olan inancımı kaybetmeden, doğru zaman şu an olmayabilir demeyi öğrendim.
Sevmenin hayatı hafiflettiğini, dünyayı sevmelerin kurtaracağına olan inancımı daha da çok sevdim. Daha da çok inandım. Sevmediğim yerde yaşam formu oluşturamayacağımı, yaşamak zorunda kaldığımda da illa sevebilecek bir şey bulmak zorunda olduğumu keşfettim. Kendimi sevmenin de kendimle yaşayabilmemin tek koşulu olduğunu fark ettim. Kendime de hayatıma dahil ettiğim herkes ve her şey kadar sabırlı ve anlayışı olmam gerektiğini biliyorum artık. Bu sene bambaşka fikirlerle başladığım, aklımdan geçirmediğim kadar yoğun karamsarlığa düştüğüm bir sene oldu. Seneyi bitirirken, bu akşam çok uzun zaman sonra sakin, eskilerden tanıdığım anlamaya açık bir ben konuşmaya başladı kafamın içinde. Öfkesiz bir anlamışlıkla, kabul etmenin her zaman onaylamak anlamına gelmeyeceğine ikna olmuş, kendini korumayı öğrenmiş; hislerinden, hayallerinden vazgeçmeden yine hep inandığı gibi sevdiklerine ve sevme haline tutunmuş bir şekilde “devam” dedi.
Kendime oksijen maskemi taktığıma inandığım, nefesimin tam olarak yettiğine ikna olduğum o gün yeniden “nerede kalmıştık, hayatı kendime ve başkalarına kolaylaştırmaya çok hazırım” diyeceğimi biliyorum. O güne kadar incecik ve kendime kadar olan dinginliğim yeniden yerle bir olmasın, tek dileğim bu yeni yılımdan.
Hayatta inandığım sıkı sıkıya tutunduğum hislerin karşılığını bulmak belki de benim yaş alış biçimim.
Bu sene, hiç aklıma gelmeyecek yılgınlıkları ile hatırlayacağım bir sene oldu. İç sesim beni çok yordu. Kendimden uzaklaştım. Kendimi sevemedikçe hayatımla derdim bitmedi. Çok yordum ruhumu. Nefessiz kaldığımı hissettiğim bir dönemde, başlarda hiç aklımda olmayan, yeniden öğrenci olmak hali, bir şekilde devam ettiğimi hissetmek bana beni yeniden hatırlattı. İnandıklarımla, görüp baktığım, fark ettiğim, bildiğim, öğrenmek istediğim her şeyle yeniden yakınlaştırdı. İçimdeki sakin, bildiğinden emin kadın yeniden kulağıma fısıldamaya başladı. Gördüğüme kızmak yerine, anlamaya ve kabul etmeye çabalayacak bir enerji buldum kendimde çok uzun bir zaman sonra. Yanlış gideni düzeltmeye, çözüm üretmeye olan inancımdan vazgeçmedim tabii ama sorunun parçası olmamaya çalış, çözümü için elinden bir şey gelmediğinde de iç dengeni koru diyebildim kendime. Ortak bir şeyler yapmanın kıymetine olan inancımı kaybetmeden, doğru zaman şu an olmayabilir demeyi öğrendim.
Sevmenin hayatı hafiflettiğini, dünyayı sevmelerin kurtaracağına olan inancımı daha da çok sevdim. Daha da çok inandım. Sevmediğim yerde yaşam formu oluşturamayacağımı, yaşamak zorunda kaldığımda da illa sevebilecek bir şey bulmak zorunda olduğumu keşfettim. Kendimi sevmenin de kendimle yaşayabilmemin tek koşulu olduğunu fark ettim. Kendime de hayatıma dahil ettiğim herkes ve her şey kadar sabırlı ve anlayışı olmam gerektiğini biliyorum artık. Bu sene bambaşka fikirlerle başladığım, aklımdan geçirmediğim kadar yoğun karamsarlığa düştüğüm bir sene oldu. Seneyi bitirirken, bu akşam çok uzun zaman sonra sakin, eskilerden tanıdığım anlamaya açık bir ben konuşmaya başladı kafamın içinde. Öfkesiz bir anlamışlıkla, kabul etmenin her zaman onaylamak anlamına gelmeyeceğine ikna olmuş, kendini korumayı öğrenmiş; hislerinden, hayallerinden vazgeçmeden yine hep inandığı gibi sevdiklerine ve sevme haline tutunmuş bir şekilde “devam” dedi.
Kendime oksijen maskemi taktığıma inandığım, nefesimin tam olarak yettiğine ikna olduğum o gün yeniden “nerede kalmıştık, hayatı kendime ve başkalarına kolaylaştırmaya çok hazırım” diyeceğimi biliyorum. O güne kadar incecik ve kendime kadar olan dinginliğim yeniden yerle bir olmasın, tek dileğim bu yeni yılımdan.
Yorumlar
Yorum Gönder