BEN
Zaman nereye akıyor bilinmez ama akıyor. Çok iyi tanıdım
dediğini yeniden tanıyorsun; çok iyi öğrendim dediğini sil baştan alıyorsun.mevsimler geçiyor soğuk ve belki de sarmaş dolaş bir kışın ardından yaz geliyor. Kimisi çilekli tartları ev yapımı
limonatalarla sunarken sohbetlere kimisi şıpır şıpır damlayan terin altında
nefesiz gün sayıyor. Denizi özlüyoruz bazımız ah bir gitsem, görsem, sesini
duysam diyoruz. Kimi için alışılmış bir etkinlik. Tatile gitmeler başlıyor
sonra gidebilene hasretle bakan küçük gözler geride kalıyor biraz ıslak terden
mi yaştan mı bilinmez. Sonra biri kalabalığın içinden biri ilk kez istediğini
yapmış oluveriyor gitmiş görmüş dokunmuş yemiş içmiş ve öğrenmiş. İşte zaman
dediğimiz tuhaflık sürekli bir öğrenme ve değişim.
Şimdi ben genç bir
insan olmaya doğru yürürken çocuk bir insankenki halim takılıyor bazen koluma
laflıyoruz. Küçük hayal kırıklıkları üzerinden değiştiğim ben yani bugünkü ben
düne bakıp gülümsüyor sadece. Geçiyor çocukluk insan da değişiyor. Tuhaf bir
koruma içgüdüsüyle BENcil oluyor belki de. -Büyümek büyüyebilmek biraz da ben olmak belki de.- Biraz da bana diyor alıştınız değil mi
benim elimin sizin üzerinizde olmasına küçük anne kalbimle nerede nasıl diye
meraklanmalara sıkan merakın sonsuz şefkatini arıyorsunuz değil mi diye
konuşuyor bilmiş bilmiş.
Kısacası zaman geçiyor dünya gibi mevsimler gibi hayat
gibi insancıklar da değişiyor. Ve biliyorum ki birkaç mevsim sonra bugünkü ben
yarın kinin koluna girip ‘’ne haber hani çözmüştün mevzuyu yine karıştın
bakıyorum ‘’ diyor olacağım.
Yorumlar
Yorum Gönder